Merhaba, naber?
Çok uzun zaman olmuş galiba. Yine. Çokluk zaman aynı şeyi yapıyorum. Bir işe girişip yarıda bırakıp uzun süre uzak kalıyorum. Sonra dönüp baktığımda bir tuhaf oluyor içim.
Çok şey değişti. Başta ben değiştim. Otuz yaşıma geldim (hala kendime itiraf etmek istemesem de bunu, bir şekilde yaşlanıp gittiğim düşüncesi sarıyor her yerimi), göbeğimi saldım yakında bağımsızlığını ilan edecek hale gelecek. Yoğun iş, saçları beyazlatan bir doktora aşaması, evlilik hayatı derken seneler su gibi akıp geçiyor. Bütün bunların arasında yazmak eyleminden çok uzaklara atmışım kendimi.
Okuma eylemi olduğu gibi devam etmesine rağmen, yazmayı çok çok özlediğimi farkettim geçen gün. Buraya bir uğrayıp eski yazdıklarıma göz gezdirince ilk tepkim "Yahu ne depresif, ne karamsar ne kötümser bir insanmışım ben" oldu. Durduk yere, depresyona girip çıkmışım. Yıllar önceki benlere gülümsedim. Takip ettiğim bloglardaki kaçırdığım yazıları okudum, iyi geldi.
Bu aralar Murathan Mungan'ın Şairin Romanı'nı okuyorum. Kitabı okuyan yakınlarım çok övdü. Seneler sonra ancak başlayabildim. Başlarında olmama rağmen kitabı elimden bırakasım gelmiyor hiç ve her geçtiğim sayfada kitap bitmesin diye dua ediyorum.
Onun dışında iyilik sağlık.